• +90 212 514 95 86
  • istanbul@esam.org.tr
  • Türkiye / istanbul
Haberler
II. TÜRKİYE EKONOMİSİ SEMPOZYUMU SONUÇ BİLDİRGESİ

II. TÜRKİYE EKONOMİSİ SEMPOZYUMU SONUÇ BİLDİRGESİ

Ekonomik Araştırmalar Direktörlüğü tarafından, 2 Mayıs 2021 tarihinde çevrimiçi olarak gerçekleştirilen II. Türkiye Ekonomisi Sempozyumu geniş bir katılımla nihayete erdi. Aşağıdaki bağlantıları kullanarak YouTube kanalımızdan erişebileceğiniz sempozyum için 30 maddelik “Sonuç Bildirgesi” yayımlandı.

II. TÜRKİYE EKONOMİSİ SEMPOZYUMU – I. OTURUMU

II. TÜRKİYE EKONOMİSİ SEMPOZYUMU – II. OTURUMU

Hem yazılı hem de sesli olarak kamuoyunun istifadesine sunulan bildiriyi ekonomi yönetiminde bulunan icra makamlarıının ve siyasi partilerin ilgili birimlerinin bilgilerine arz ederiz.

Metni görsel olarak görmek ve paylaşmak isterseniz lütfen tıklayınız: https://t.co/vdUj2MbiPJ

SONUÇ BİLDİRGESİ TAM METNİ

  1. Cumhuriyetin 100. yılında toplumsal mutabakatın ve millî değerlerin esas alındığı yeni bir Anayasa hazırlanarak hukukun üstünlüğü sağlanmalı ve beraberinde yeni ve daha güçlü bir ekonomik program uygulanmalıdır.
  2. Ekonomik anlamda ülkemizde yatırım yapacak uluslararası doğrudan yatırımcılara güven verilmeli ve bu güveni sarsıcı uygulamalardan kaçınılmalıdır.
  3. Adalet reformu hızlandırılmalı ve adalet mekanizması daha hızlı işleyecek hale getirilmeli, özgürlük alanı daha da genişletilmelidir.
  4. Ekonominin temel kurumlarının (Hazine ve Maliye Bakanlığı, Merkez Bankası, TÜİK gibi kurumlar) yayınladığı ekonomik verilerin siyasetten bağımsız bir şekilde objektif olarak açıklanması sağlanmalıdır.
  5. Başta Doğu ve Güneydoğu Bölgelerinde olmak üzere ülkemizde ihtiyaç duyulan sanayi yatırımlarının gerçekleştirilmesinde özel müteşebbislere sübvansiyon, faizsiz kredi ve sıfır vergi uygulamalarıyla teşvikler verilmeli ve bunun yanında devlet kendisi de doğrudan sanayi yatırımı yapmalıdır. Bu anlamda başarılı bir uygulama olan “ağır sanayi hamlesi” tecrübesi dikkate alınmalıdır.
  6. Finansal sektörün reel sektör ile olan bağı yeniden tesis edilmeli, faizsiz finansal sistemin güçlendirilmesi için her türlü adım atılmalı ve bu finansal sektörler üreticiyi daha fazla destekler hale getirilmelidir. Verimliliği düşük, inşaat gibi ayrıcalıklı sektörlerin desteklenmesi yerine ülkenin ihtiyaçlarına uygun yatırımların yapıldığı sektörlere öncelik verilmelidir.
  7. Yaşadığımız COVID-19 salgını ve doğal afetler tarım, gıda ve hayvancılığın önemini bir kez daha gün yüzüne çıkarmıştır. Bu sebeple kırsal kalkınma öncelenmeli, buna ilişkin olarak “her köyde bir ziraat mühendisi ve bir veteriner hekim” görevlendirilerek, köyüne göç etmek isteyen vatandaşlara kamuya ait tarım arazileri ile yeterli sayıda besi hayvanı bedelsiz olarak verilmelidir. Bu yolla işsizlik azaltılarak tarımsal üretim arttırılmalıdır. Ayrıca kalkınma ekonomimize engel olan metropol şehirlerde yaşanan göç, düzensiz kentleşme, güvenlik gibi sorunların ortadan kaldırılması hedeflenmelidir.
  8. Cari açığımızın en önemli nedenlerinden birisi olan enerji ihtiyacına yönelik yatırımlara hız ve öncelik verilmeli, ülkemizin potansiyel sahibi olduğu enerji kaynaklarının daha verimli hale getirilmesi sağlanmalı ve ayrıca cari açığımızı kısa vadede kapatacak öncelikli üretim sektörleri desteklenmelidir.
  9. Ekonomi yönetiminin başarısı para ve maliye politikalarının tam uyumuna bağlıdır.
  10. Kamu-özel sektör işbirliği ile yapılan yol, köprü gibi büyük ölçekli yatırımların usul ve esasları revize edilmeli, bu tür işbirliklerinin, Devlet Planlama Teşkilatı (DPT), Sayıştay benzeri kurumlar tarafından her yönüyle detaylı bir biçimde incelendikten ve topluma ulaşan ekonomik ve sosyal yararları belirlendikten sonra getireceği fayda ya da maliyet hesapları da dikkate alınarak gerçekleştirilip gerçekleştirilmeyeceğine karar verilmelidir. Bu kapsamda DPT ivedi olarak yeniden kurulmalıdır.
  11. Kamuda tek maaş uygulamasına geçilmelidir. İstihdam biçimi ne olursa olsun kamu çalışanlarına maaşı harici yönetim kurulu üyeliği vb. görevlerinden dolayı ekstra bir ödeme yapılmamalıdır.
  12. Kamu kurum ve kuruluşlarının kiracı olarak bulunduğu mülkler ivedilikle boşaltılmalı ve devlet bu ihtiyaçlarını kendi mülk ve arazileri aracılığıyla karşılamalıdır.
  13. 13 milyon emekliye ödenen bayram ikramiyesi eşit dağıtılmak yerine adil dağıtılmalı, aylık geliri alt gelir grubunda olanlara daha yüksek ödeme yapılmalıdır.
  14. Merkezi yönetim, yerel yönetim ve STK’ların sosyal yardımları tek merkezden koordine edilmelidir. İhtiyaç sahipleri objektif kriterlerle belirlenmeli ve bu yardımlara genel ya da yerel siyasetin müdahalesi katiyen önlenmelidir.
  15. Kamuda araç ve şoför tahsisi azami ölçüde sınırlandırılmalıdır.
  16. Kamu İhale Kanunu değiştirilerek açık ihale yöntemi temel yöntem olarak kabul edilmelidir.
  17. Kamu çalışanlarının verimliliğini artırmak için performans sistemi getirilmeli, eşit işe eşit ücret uygulamasına geçilmelidir. İşçi, memur, sözleşmeli ayrımı kaldırılarak kamu çalışanı ünvanı altında tüm çalışanlar birleştirilmelidir.
  18. Mülakat sistemi asgari seviyeye indirilmeli, kamuya alınacak personel olabildiğince merkezi objektif sınavla alınmalıdır.
  19. Gayrimenkul satın almak yatırım aracı olmaktan çıkarılarak barınma ihtiyacının temel unsuruna dönüştürülmelidir. Bunun için birden fazla gayrimenkul alımlarına azami vergi koymak suretiyle vatandaşların tasarruflarının gayrimenkule yani pasif yatırımlara aktarılması önlenmelidir. Tasarruflar başta kamu şirketleri olmak üzere halka arz olunan sanayi şirketlerine yani üretime aktarılmalıdır. Vatandaşların kira geliri elde etmeleri yerine temettü geliri elde etmeleri teşvik edilmelidir.
  20. Dernek ve vakıf gibi STK’lar kamu bütçesinden hiçbir şekilde destek almamalı, STK’ların gelir kaynakları üye aidatları, bağışlar gibi şeffaf ve sivil kaynaklardan oluşmalıdır.
  21. Yerli ürünlerin KDV’si düşürülmeli, ithal ürünlerin KDV’si artırılmalıdır. Ayrıca yerli ürün ile ithal ürün arasındaki kalite farkını ortadan kaldıracak ARGE’ye teşvik verilmelidir.
  22. Zirai kazanç gelir vergisinin konusundan çıkarılmalı, çiftçilerin sosyal güvenlik maliyeti düşürülmeli, tohum ve gıda güvenliği ulusal güvenlik sorunu olarak görülmeli ve hayvan çiftliği kurulması özendirilmelidir.
  23. Türkiye’de bugün gelinen noktada maliye politikasının hem son yılların ekonomik gelişmelerine hem de COVID–19 nedeniyle ortaya çıkan duruma cevap verecek şekilde yeni bir anlayışla dizayn edilmesi gerekmektedir.
  24. Kamu harcamalarında etkinlik, verimlilik, şeffaflık ve hesap verilebilirlik temin edilmelidir.
  25. Yıl içinde kurumlar vergisi artışı gibi yatırımı ve büyümeyi olumsuz etkileyen düzenlemeler, asgari ücretin vergilenmesi nedeniyle ancak hayatını sürdürebilme imkânı olan vatandaşlardan vergi alınması gibi uygulamalar toplumun refahı için temel kaynak olan vergilerin toplumun refahının azaltılması sonucunu doğurmaktadır.
  26. Gelir durumuna bakılmaksızın herkesten eşit alınan dolaylı vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki payı ülkemizde yaklaşık olarak %70’tir. Bu durum vergi adaletsizliğini derinleştirmektedir. Dolaylı vergi yerine kişi ve firmaların kazançlarına dayalı olarak tahsil edilen doğrudan vergilerin payı yükseltilmelidir.
  27. Kamu bankalarından yapılan borçlanmanın, iç borçlanma içerisindeki payının azaltılması ve uzun vadede görev zararlarına yol açmayacak şekilde minimize edilmesi gerekmektedir.
  28. İstikrarlı bir vergi politikası geliştirilmeli, vergi kanunlarında yapılacak değişiklikler öngörülebilir olmalı ve vergi uygulamaları ve oranlarının sık sık değişikliğe uğramaması sağlanmalıdır.
  29. Her yıl asgari ücret tespit komisyonunca belirlenen asgari ücret miktarı en düşük memur maaşı kadar olmalıdır. Komisyon kaldırılmalıdır. Ayrıca asgari ücretten gelir vergisi alınmamalıdır.
  30. Vergi uyumunu bozan ve son yıllarda defaatle uygulanan borç yapılandırması uygulamasına son verilmeli, vergisini düzenli ödeyen mükellefleri teşvik edecek tedbirler arttırılmalıdır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir